Pazartesi, Haziran 19, 2006

Gezdik gezdik...


Geçen hafta kızımla bol bol gezdik. Perşembe günü onu Dikmen Vadisine götürdüm. Yürüyerek gidebiliyorum. Çok güzel bir yer fotoğraflarını ekleyeceğim. Önce çocuk parkında biraz sallandık sonra havuz kenarında mis kokulu hanımellerinin arasında oturduk. Dönüşte arabasında uyudu küçük hanım.



Cumartesi günü de babası benim ısrarlarımla bizi pazara götürdü. Ankara'ya geldiğimizden beri ilk kez pazardan pazarlığımızı yaptık. Yakında pazar olmadığı için (varsa da ben bilmiyorum)marketin kısıtlı sebze reyonundan idare ediyordum. Ben çeşit çeşit sebze meyve görebilmenin mutluluğunu yaşarken, İnci sakin sakin babasının kucağında gezdi. Sonra eve dönmeden önce yine Dikmen Vadisine gittik. Gezdik, oturduk hava aldık döndük.

Pazar günü, babalar günü şerefine kızım sabahın köründe ağlayarak kalktı ve öğlene kadar ağladı, mızmızlandı. Babasını uyutmadı. Ben zaten yedigün yirmidört saat nöbetteyim, farketmiyor da, babasına güzel bir babalar günü hediyesi oldu :)))

Pazar günü pikniğe gitmeye niyetlenmiştik. Ben piknik için biber dolması, ekmekçikler ve kahvaltılık hazırladım ve ancak akşama doğru gidebildik. Etsiz, mangalsız bir piknikti bu benim sevdiğim türden. :)

Yine Gölbaşı'na belediyenin Mogan tesislerine gittik. Çay bahçelerinin olduğu tarafda çimlerin üzerine örtümüzü serdik, göle karşı oturduk. Piknikciğimizi yaptık. İnci çok eğlendi, en çok da kaydıraktan kaymak onu mutlu etti. Babası mangalsız bir piknikten tatmin olmayıp başka bir akşam hafta içi mesela (haftasonu çok kalabalık) mangallı bir piknik planları yaparak eve döndü :))

Pazar, Haziran 18, 2006

Babacığım



Seni Çok Seviyorum


İnci

Cuma, Haziran 09, 2006

İnci'nin ateşi var...

Şimdi doktordan geldik, İnci uyudu. Ben de bilgisayar başına... Unutmadan yazayım diye...

Birkaç gündür yavrumun ateşi var. Ateşini de ölçtürmüyor, çok ağlıyor da, ölçebildiğim kadarıyla 38'e çıktı. Daha fazla çıkmasına fırsat vermeden de ateş düşürücü kullandım. Gece fitil, gündüz ise şurup verdim. Baktım ki ateş düşüyor ama tekrar çıkıyor, bugünde doktora götürdüm. Bize en yakın burada özel bir üniversite hastanesi var, oraya götürdüm. Yaşasın bu sefer başka doktor baktı ;) Doktor amcayı sevdim, güzel ilgilendi. Sorduğum herşeye detaylı yanıtlar verdi.
Viral enfeksiyonmuş şimdilik sadece ateş düşürücü verdi. Eğer ilaç ateşi düşürmezse ve iki gün daha ateş devam ederse pazartesi tekrar gideceğiz. Boğazı kızarık, burnu hafif sümüklü ve gözlerinde kızarıklık varmış vs.. viral enfeksiyon bakteryel enfeksiyona dönüşürse antibiyotik kullanmak gerekirmiş... Öyle hemen antibiyotiği dayamadı yani çocuğa...

Fırsattan istifade beslenmesini de sordum. Geçen ay anne sütünden kestiğimden beri süt içiremiyorum. İstanbul'daki kendi doktora illa içmeli demişti, günde yarım litre... Bu doktor içimi rahatlattı, içse faydalı ama içmiyorsa fakat yumurta, peynir, ayran, yoğurt yiyiyorsa endişelenmemi söyledi... Bir şekilde telafi etmek gerekiyor yani..

İnşaallah ateşi geçer iyileşir de daha fazla ilaç kullanmadan atlarız bunu...

Pazar, Haziran 04, 2006

Gölbaşı Gezintisi

Cumartesi günü Seher halaya davetliydik, öğleden sonra İnci uyanıp yemeğini yedikten sonra gittik, çok sıcak bir gündü, klima bile arabayı soğutmaya yetmiyordu, zaten İnci hasta olmasın diye fazla da açmıyoruz.

Halada oturduk, yedik içtik akşam serinliğinde hep beraber bir yerlere gitmeyi teklif etmiştim kabul edildi ve Mogan Gölü'nün kenarına yani Gölbaşına gitmeye karar verildi. Biz 4 yıl önce ilk kez Ankara'da yaşarken gitmiştik ama hiç bir şey yoktu bir iki lokantadan başka, göl de donmuştu ben hiç beğenmemiştim. Bu sefer değişti dediler, gerçekten de değişmiş çok güzel olmuş. Çay bahçeleri, oyun alanları, piknik alanları gayet güzel yapılmıştı.

Özellikle çocuklar için yapılan oyun parklarına bayıldım, çimin üzerinde kaydıraklar salıncaklar, hepsi de güzel şekilli çeşitli hayvanlardan oluşuyordu. Ayrıca oyun alanı bir köşeye sıkışmış değil her tarafta vardı. Oturduğunuz bankın hemen yanında bir kaydırak, bir salıncak, hemen yanınızda oynayabiliyorlar, çocuğu al oyun alanına götür başında bekle tarzında değildi yani. Her tarafın çim olması düşseler bile çime düşecek olmaları da çok iyiydi. Genelde çocuk parklarında oyun alanlarını kum yapıyorlar, ben de onu sevmiyorum. Çocuklar kumla da oynuyorlar ama her tarafın da kum olması güzel olmuyor.

Oradan bir kaç kare fotoğraf...





Cuma, Haziran 02, 2006

Konuşma

İnci ile diyaloglarımızdan:

- Kızım ben kimim?
- ba ba
- ben anneyim anne
- ba ba
- senin adın ne?
- baba
- bebeğinin adı ne?
- baba
- baba nerde?
- gitti gok
- dede nerde
- gok

Perşembe, Haziran 01, 2006

Acıdı mı kızım?

- Acıdı mı kızım?
Elini veya kafasını vurmuştur eliyle tutuyordur veya ağlıyordur.
- Gel öpeyim geçsin...
Gelir, vurduğu yeri uzatır, öpülür ve ağlama kesilir...

Sonra kafa bu sefer numaradan gider vurulur, şöyle bir bakılır...

- Gel bakalım öpeyim...
Tekrar öptürülür... :)))