Cuma, Nisan 28, 2006

Prensesim


Uzun zamandır İnci hakkında yazamıyordum. Şimdi kısa bir fırsatım var değerlendireyim dedim. Dün misafirliğe gittik fotograftan da belli olacağı gibi güzel elbiselerimizden giydik ve prensesler gibi olduk, dönüşte evde çektim gerçi bu fotoyu...

Alttaki fotograf da geçen hafta apartmanın bahçesinde gezerken, otopark aslında da ben bahçe demeyi tercih ederim...

Pazartesi, Nisan 17, 2006

Oooh iyi geldi...




İnci bu haftasonu çok mutluydu. Dedesinin bağında koşup oynadı. Kaan abisi (kuzeni) ile çok güzel oynadılar. Abisinin peşinden hiç ayrılmadı.

Pazartesi, Nisan 10, 2006

Misafirlik :(




Uzun zamandır ilk kez dün akşam eşimin bir akrabasına çaya gittik. Giderken de çok sevindik çünkü orada 3 yaşında bir abla vardı. Yolda İnci'ye ablaya gidiyoruz sen onu seveceksin öpeceksin diye anlattım ve çok mutlu oldu.

Giderken uyudu ama varınca uyandı ve ablayı da görünce sevindi. İlk zamanlar peşinde gezdi çünkü Ümran ablası koşturup duruyordu. Bizimki de onun oyun yaptığını sanıyor ve gülüyordu. Halbuki ablasının İnci ile oynamak gibi bir düşüncesi yoktu. Hiçbir oyuncağına dokundurtmadı. Ayrıca iki kere de kızıma tekme atıp düşürdü. :(

Ve en sona sakladığım korkunç kısım, çığlık atmaya başladı. İnci ilk çığlıkta korkup bana sımsıkı sarılarak kafasını hiç kaldırmadan ağlayınca, ve "İnci çok korkuyor ne olur yapma ablası" deme gafletinde bulunulunca çığlıkların ardı arkası kesilmedi. Benim kuzucuğumda kucağımda içini çeke çeke ağladı durdu. En sonunda Ümran ablası muradına erdi biz kalktık evimize döndük.

Ben bu duruma çok bozulduğumu itiraf etmeliyim. Zaten insanlara karşı çekingen kızım bundan sonra çocuklardan da korkacak diye bayağı endişelendim... O yaşlarda çocuklar böyle oluyorsa yandık!

Bugün onunla Cebeci'ye gideceğiz... İşlerim var, sonra da eşimin halasına uğrayacağız. Bakalım Ankaray'a binince ne yapacak? Ya da toplu taşıma araçlarına ilk kez binebilecek miyiz?

Perşembe, Nisan 06, 2006

Balkon ve Park Sefası

Bahar geldi hoşgeldi... Bugün hava çok güzel, biz de kızımla öğlene kadar güneş alan balkonumuzu yıkadık, örtü serdik minderlerimizi koyduk oturduk, oyun oynadık.

Öğleden sonra sorup soruşturarak bulduğumuz parka gittik. İlk kez bir çocuk parkına çocuk götürüyorum ve kızım da ilk kez bir parka gidiyor. O yüzden bugün önemli bir gün. :)
İlk önce salıncakta salladım o kadar mutlu oldu ki çığlıklar atıyordu. Sonra da gezindik. Oyun alanında gezindi, bulduğu bir topla oynadı. Ben bankta oturup onu rahat bırakmayı sadece izlemeyi tercih ettim. Etraftaki çocuklara bakıyordu ama onunla oynayacak bir çocuk yoktu herkes kendi halindeydi.

Aslında bir çocuk parkta nasıl eğlendirilir pek bilemedim, kaydıraklara hiç yanaşmadım. Eh zamanla tecrübe kazanacağız... :)

Çarşamba, Nisan 05, 2006

Bugünkü yemek savaşı

Bugün kendimi çok kötü hissediyorum. İnci hiçbirşey yemiyor ağzına kaşık almıyor. Sabah kahvaltı ettirmek isterken gene büyük itirazlarla karşılaştım daha mama sandalyesine otururken yaygara koparmaya başladı. Ben de çok sinirlendim ve zorla yedirmek istedim. Ona bayağı bir haşin davrandım. İki inatçı keçi karşılaştık ve o kazandı ama üstü başı da mama oldu. Sonuçta banyoya gitti ve uyudu.

Zorladığım için çok üzgünüm, yapmamam gerekiyordu biliyorum ama dayanamadım. Aç yaşıyor ve bütün gün bana yapışıp emiyor. Tahammül sınırlarımı zorluyor.

Gönlünü almak için uyandığında çok tatlı davrandım inşaallah unutur zorladığımı... Öğle yemeği olarak nohut ve pilav yedirmeye çalıştım tatlı tatlı ama bir kaç nohuttan sonra onu da yemedi. :(

Bakalım bu açlık grevi daha ne kadar sürecek ya da ben daha ne kadar dayanabileceğim...

Pazar, Nisan 02, 2006

Son bir haftamız


İnci uyurken geçen hafta neler oldu yazayım dedim. Kara kuzum geçtiğimiz haftasonu ateşliydi, 2 gün boyunca sürekli ateşi vardı, ateşi çok yükseldiğinde daha önce doktorun vermiş olduğu fitili kullandım. Fitil düşürdü tabiki, ateşi az çıktığında ise şurup vardı onu kullandım. Ateşi olmadığı zamanlar hasta gibi olmadığı için doktorunu aramadım. Dişleri çıkıyor onların ateş yaptığını düşündük. Hanımefendi bir yandan azılar çıkarken üst köpek dişlerini de patlattı. 14 tane dişi oldu ama galiba 15. yolda :) alt sol köpek dişi de çıkacak gibi.

Neyseki pazartesinden sonra ateş kalmadı. Hiçbirşey yemiyordu şimdi azcık da olsa birşeyler yiyor. Yemek yedirmemiz çok zor, ne hallere giriyoruz ne oyunlar yapıyoruz da ancak birkaç lokma yedirebiliyoruz. Eski tontiş hali gitti, zayıf bir çocuk oldu. :( Hasta olmasın da buna da razıyım.

Bu hafta havalar güzeldi hemen hemen hergün dışarı çıktık, caddenin yukarısına doğru gittik döndük. Malesef yakında bir çocuk parkı yok, varsa da biz bilmiyoruz. Çok merak ediyorum çocuk parkında çocukları görünce ne yapacağını. Geçenlerde alışveriş merkezinde bir kız çocuğuna sarılmıştı. Arkadaş istiyor anlaşılan.

Dün nihayet ağlatmadan banyo yaptırabildik, buraya geldiğimizden beri 2,5 aydır hep ağlayarak banyo yapıyordu. Halbuki daha küçükken banyoyu çok seviyordu. Belki tekrar alışır ve sever.

Yürümesi, dişleri hep erken oldu ama İnci hala konuşmuyor. Sadece baba ve (g)itti diyor. Düşen, kapanan, giden ve biten herşeye böyle diyor. Aslında kendi dilinde konuşuyor ama biz anlamıyoruz ne yapalım :) Bakalım bizim dilimizi öğrenmesi ne kadar sürecek.


Bu arada seviyormusun dediğim herşeyi sarılıp öpüyor. Cüceleri ve pıtırcık kitapları dahil. Hele akşam babası geldiğinde başını omzuna koyup sarılması ve eliyle de sırtını pıt pıtlaması yok mu bitiriyor bizi :). Aynısını bana da yapıyor tabi uykudan uyandığında... :)

Uyanmadan bitireyim yazımı, bakalım önümüzdeki günlerde neler yapacağız...