Perşembe, Nisan 05, 2007

Bu haftanın serüveni...

Hani kızımda erken ergenlik belirtisi görülmüştü ya, memişleri büyümüştü azıcık. Onun için Akademik Hospital'a yani Marmara Üniversitesi vakıf hastanesine Prof. Dr. Abdullah Bereket'e gitmiştik. Endokrinoloji uzmanı olur kendileri. Salı günü kontrolümüz vardı yine. 3 ay sonra gelin demişti. Muayene etti, kızımın memişlerde daha fazla bir büyüme yok, ama kaybolmamış da. Kaybolması gerekiyormuş, demek ki belirgin olmasa da bir hormon etkisi var dedi doktor. Bu yüzden tekrar bir hormon tahlili istedi. Sonuçları dün e-postayla bana ve doktora gönderdiler. Gayet düzgün, doktor da izleyelim dedi sadece. Bir 3 ay sonra tekrar çağırdı.

Özel sigortamız da bu sefer tahlili karşılamadı gıcık oldum. Onca parayı cebimden ödedim. 3 ay önce karşılanmıştı, bu sefer telefonla onay alacaklardı, manyetiği çalışmadı kartın, alamadılar onay. Sinir oluyorum bu özel sigorta şirketlerine sinir...

Neyse canım yavrumun koluna sapladılar kocaman iğne, kan aldılar. Nasıl da ağladı. Çıktıktan sonra Capitol'e götürdüm, hem neşesi yerine gelsin hem de ona boya kalemi alayım diye. Boya kalemi bulamadım ama gezdik geldik. Oyuncakçıda ve kitapçıda gezdik. Oyuncakları elleyip sevip yerine bırakıyoruz. Öyle her gördüğümüzü almıyoruz. ;) Kitapçıda da hoşuma giden bulamadım. İnci'nin kitaplarından daha farklı yani. Kitap almadım ama çoğunu inceleyip inceleyip bıraktı, o bölümden çıkmak istemedi. Sonunda kendime bir kaset aldım çıktım. Tek bir şarkı, Cennet şarkısı için bir kaset alınır mı? alınır :))

Dün de çok sevdiğim bir arkadaşımı aramıştım öğlene doğru, aslında eski karşı komşum ama şimdi sevdiğim bir arkadaşım. Geldi aldı bizi, onda oturduk birkaç saat. İnci kahvaltısını orada etti. Hiç üzmeden arkadaşımın oğlunun mama sandalyesine oturdu, kahvaltısını etti. Biraz oynadılar, aslında bir kaç sene sonra çok güzel oynarlar da şimdi o da küçük 15 aylık ve erkek bebek, pek oynayamıyorlar... Öğleden sonra evimize yürüyerek döndük, hava açmıştı. İnci eve girmek istemiyor artık, dışarda durmak istiyor hep. Ama abiye götüreceğim dedim, onu çok sevdiği için girdi apartmana ama eve girmedi, üst kata abiye gitti. Ben de pazara gittim, geldim onu aldım. Sana bir süprizim var diye alabildim. Gerçekten de süprizim vardı, yalan söylemiyorum çocuğa, dediğimi yapıyorum. Pazardan ona sopası olan bir tekerlek aldım. Yürütsün diye. Çok sevdi. Bugün onu dışarıda yürütmek istedi ve sitenin bahçesinde onunla uzunca bir müddet gezdi.

İnci'nin bana şunu al, bunu al gibi birşeyleri tutturma huyu yok, çok şükür. Biz de ona çok fazla ıvır zıvır almıyoruz açıkcası. Babasının zaten öyle bir huyu yok, o genelde gelişimine göre alır, o zaman da beraber oluyoruz. Alırsam ben heves edip alıyorum. Çantalar, bebekler vesaire... Ama bazı şeyleri arkadaşlarından görüyor ve çok hoşuna gidiyor. Oynamak istiyor ama çocuklar paylaşmayınca oynayamıyor. Üzülüyor ama yine de anne bana şunu al diye tutturmuyor, şimdilik.

Benim uslu, sağı solu fazla karıştırmayan kızıma bir haller oldu. İki yaşından sonra dolap, çekmece karıştırır oldu. Kendi odasının çekmecelerini açıyor, giysileri çıkartıp çıkartıp deniyor, benim küçülmüş kardeşi olursa giyer diye ayırdığım giysiler ortalığa saçılıyor. Toplama işine gelince anne, anne sen topla yapıyor. Mutfakta da dolabı ve çekmeceyi açıp emaye tencereleri alıyor, içine kaşık alıp oynuyor, cezveleri alıyor. Ama alıp oynadıkları yine de sınırlı. Diğer tenceler içinden sadece emayeleri alıyor, ve çekmeceden de sadece en alt çekmecede duran süzgeç, cezve gibi şeyleri alıyor. Üst çekmeceden de kaşık alıyor. Benim orada pasta bıçaklarım da var, ama uzun zamandır bıçak eline almamasını ona anlattığım için onlara hiç dokunmuyor. Hatta benim elimi kestiğimi gördüğü için de eline alırsa elinin kesileceğini biliyor. Hep yanında olduğum için onları oradan kaldırmadım, aslında kaldırmam gerek biliyorum. Çocuk bu yine de sağı solu belli olmaz.

Sonra akşamları, odanın altını üstünü birbirine getiriyor. Koltukların minderleri yerlerde, tüm kitaplar, oyuncaklar yerlerde. Hanım, koltukların en tepelerinde. Babası odanın halini görünce ruhum sıkılıyor bu odayı gördükçe deyip duruyor. :)) Salona gidelim dese de bu sefer salon da öyle olur, kaçar yol yok ki. Oyuncaklarını kendisinin toplaması gerektiğini bir türlü öğretemedim. Anne toplasın diyor. Bir yerlerde bir yanlış yaptım ama nerde?

6 yorum:

nimetin.blogspot.com dedi ki...

benim kızıma da da böyle bir belirti var gibi gelmişti yaklaşık 9 aylıkken falan doktor hormon testi yapılacak dedi. nasıl dedim. eline kelebekle damar yolu açılacak iki saatte bir kan alınacak dedi. zaten 9 aylık çocuk eli kolu devamlı hareket halinde. ben cocuğuma nasıl taktırırım o kelebeği kendi kuruntum yüzünden diyerek vazgeçmiştim. sorumluluk bana ait yaptırmıyorum demistim. iyi ki de yaptırmamışım sonra geçti gitti.

nimet

Adsız dedi ki...

Nimet, bizden çyle sürekli kan istemediler. Bir kere verdik. Sonra 3 ay sonra 1 kere daha ama çok zor gerçekten. Kocaman iğneyi batırdılar yavrumun koluna. Bana bile batırdıklarında acıyor. Ben de ciddi bir şey olmadığına inanıyorum ama yine de emin olmakta fayda var.
Sevgiler

Unknown dedi ki...

İnci' yi her anlattığında kızımı anlatıyormuşssun gibi geliyor.Sizin yaşıdıklarınızın aynını biz de yaşıyoruz. Demekki çok şükür normal bir seyir içindeyiz :o) Bizimki de karıştırmaya yeni başladı. Ben yemek yapmaya çalışırken bir dönüyorum ki mutfağın ortası tepsi, tencere, tava ne arasan dolmuş ;o)Heryerden oyuncak çıkıyor. Oysaki onu odasında oynamayı öğretmeye çalışıyorum.; o)
Benim kızımında bir yaşına kadar "memiş"lerinde bir şişkinlik vardı. Hatta doğduğuna kayınvalidem ovalım böle geçer felan demişti. Ama dr. şiddetle karşı çıkmıştı. Dr.un dediği gibi zamanla azaldı. Tahlil yaptırmanız yine de ii olmuş.İnşallah birşey çıkacağını sanmıyorum.

Unknown dedi ki...

Bu arada; kızım ilk konuşmaya başladığında "naaçça naaçça" diye birşey söylüyordu. Hatta çok denemiştim acaba hangi şey için bu lafı kullanıyor.Ama bulamadım. Geçenler de sonunda öğrendim. Nasıl mı? Kelimenin hem ilk halini hem de anlaşılır halini aynı anda kullanıyor..
"naaçça "
"çaanna"( yani sanaa)
:o))
"

Adsız dedi ki...

nasıl anlattın inciye bıçakla oynamaması gerektiğini ben alpere anlatmayı beceremedim bir defada elini kesti bıçakları tezgahın üzerine en uç köşelere koyuyorum sandalye çekip almaya çalışıyor 1 yaşından beri böyle zamanla unutur dediler unutmuyoda mertte başladı şimdi çekmecelerime çatal kaşık bıçak gibi şeyler koymuyorum artık daha çok onlara zarar vermeyecek eşyalar veya onların yiyebileceği şeyler koyuyorum

DENİZ

Seyda Gogus dedi ki...

Merhaba,
Kizinizin goguslerinde daha sonradan sislil indi mi? Bizdede ayni problem var bugun abdullah beye randevumuz var sizinkide ayni yaslarda olmus sanirim.