Salı, Mayıs 15, 2012

7 yaş 3 ay

Hala başını yıkatmayı sevmiyor :))

Pazar, Şubat 24, 2008

İnci 3 yaşında...

Günlüğünü ihal ettiğim gibi kendisini de ihmal ettiğim canım yavrum, prensesim şubatın 10'unda 3 yaşını doldurdu.

O artık tam bir abla. Bıcır bıcır konuşan, cevaplarıyla, sözleriyle bizi şaşkına çeviren bilmiş şımarık böcek. :)

Bir sürü kardeşim olsun diye diye bir sürü kardeşi olan ve onlar doğduğundan beri mecburen ihmal edilen, kimse benimle uğraşmıyor diyerek bin türlü naz yapan bir melek...

Kreşten dolayı sürekli hasta olduğu, her sabah ben okula gitmiyceeem diye ağladığı ve özellikle de kardeşleri de hasta olmasın diye okuldan alınan, artık evde oturan ev kuşu, anne kuzusu...

Anne hani beraber kurabiye yapıyorduk çok özledim diyen ve bugün tekrar eskisi gibi beraber kurabiye yaptığımız için çok ama çok mutlu olan minik kuzu...

Dün beraber kaçamak yaptığımız deniz kenarında gezip, denize taş attığımız, yazın kardeşlerimle geliriz diyen can...

Kucağıma yatıp benim de gazımı çıkar diyen, numaradan gak gak yapan kıskanç böcek...

Bacağıma çıkıp, oturdum, yattım, salla diye gülen koca bebek...

Kardeşlerini çok seven, bir sürü kardeşi olduğu için sen şanslısın dediğimiz ve ben şanslıyım diyen ama ihmal edildiği için isyan eden kuzu...

En güzel zamanında seninle yeterli ilgilenemediğim için çok ama çok üzgünüm yavrum, ama bil ki seni çok seviyorum. Sen her zaman benim göz bebeğimsin, canımın içi, ilk göz ağrımsın...

Perşembe, Eylül 20, 2007

Son durumlar...

Okulla ilgili bir sorunumuz kalmadı. Gayet memnun gidip geliyor. Hiç gitmeyeyim falan demiyor. Sadece geçen gün doktor muayenesi varmış, doktor geldi, ben hasta değilim deyip durdu. Muayene olmamış. Okulda yaptıklarını anlatıp durur diye düşünüyordum ama herşeyi anlatan İnci hiçbir şey anlatmıyor. Ağzından kerpetenle laf alıyoruz okul konusunda... Laf arasında bir kaç parça şey söylerse söylüyor... Orada çok uyumluymuş, hiçbir şeye itiraz etmiyor, tüm etkinliklere katılıyormuş. Yemeklerinin de hepsini yiyormuş.

Eve gelince İnci ikinci kişiliğini sergiliyor bize. Yemiycem, giymiycem, mem de mem... Zorlamıyorum hiçbir şeye ama kök söktürüyor yani...

Bağırıp çağırmadan çocuk terbiyesi kitabını çok beğendim ondaki yöntemleri uygulamaya çalışıyorum, çok işe yarıyor. Birebir aynısı olmasa da taktik alıyorum.

İnci yatağından inemiyordu, çünkü bariyeri tam inmiyor, yarım duruyor. Çıkabiliyordu ama inmeyi göstermeme rağmen yapamıyordu. Son iki haftadır inebiliyor. Haftasonu sabah uyanınca inmiş yanıma geldi. Aramıza girdi kedicik, babası uyuyordu farkında değil ama ben önce biraz uyuyor numarası yaptım, baktım sessiz duruyor, sonra uyanıyormuş gibi yaptım. Sarıldık beraber, bir müddet yattık. Sonra o benim iyice uyandığımı anlayıp çenesini açınca hadi kalkalım dedik kalktık. Babamızı uyandırmayalım. Ona sarılıp yatmak çok güzel :) Geceleri de sarılıp yatıyoruz bir müddet sonra ya o hemen uyuyor yatağına koyuyoruz ya da uyuyamıyor yatağına geçiyor. Bayan inadın en masum ve sakin olduğu zamanlar uyuduğu zamanlar :) diyecektim ama geçen gece uykusunda uyumuycam diye söyleniyordu, ve daha başka şeylere... :))

Salı, Eylül 11, 2007

:)

Teyzesi: Arabanı annene gösterelim, bakalım beğenecek mi?
İnci: Şimdilik idale (idare) etsin. Daha sonra büyüğünü yapalım ben. (yaparım)

Not: Eve gelince ben fotoğrafını çekemeden arabanın tekerleklerini parçaladı. Bu arabanın son hali.. :)

Dün sabah ben götürdüm, önce beni öptü, sonra güzelce öğretmeniyle çıktı. Öğlen almaya teyzesi gitti. Bu sabah da teyzesi bıraktı. Şimdilik bir problem yaşamadık maşallah.

Bu fotoğrafı da bu sabah teyzesiyle giderlerken arkalarından çektim... :)

Cumartesi, Eylül 08, 2007

2,5 yaş kontrolü ve aşısı

Dün yuvadan aldıktan sonra bir de doktora götürdüm. 2,5 yaşında olması gereken Hepatit A aşısı vardı, bir de normal muayene oldu. Herşey normal, hatta bu sefer memişleri de doktorun dikkatini çekmedi, kayboluyor sanırım.

Boy: 93,5 cm
Kilo: 12,5 kg

Doktor bir şikayetiniz var mı diye sordu. Sadece çok zor büyük tuvaletini yapıyor, ağlıyor dedim. Bir de popom kaşınıyor deyip duruyor ne zamandır, parazit mi var acaba diye tahlil yaptırdım yazın, hiçbir şey çıkmadı dedim. Tahlil sonuçlarını da gösterdim. Doktor bebekliğinden beri böyle problem var mıydı bunun için tedavi uyguluyormuyduk dedi, yoktu dedim, yeni oldu. Kontrolünü yaparken makatına da baktı ve çatlak var dedi. Yiyeceklerle kabızlığını çözemedim dedim, ilaç verdi. Duphalac şurup, anestol merhem ve suya katıp içinde biraz oturtmak için bir solüsyon . Eğer herşeye rağmen geçmezse cerrahın görmesi gerek dedi.

Ben hem bağırsakları yumuşatıcı gıdalara devam edeceğim hem de ilaçlarını vereceğim, inşallah kabızlığı geçer. Yavrumun o kadar canı yanıyor ki anlatamam. Son ana kadar tuvalete gitmek istemiyor. Çok zor ikna oluyor. :(

Aşı olurken ağlaması kaçınılmazdı zaten, sonra da babasını aradık. Ona telefonda "biz doktola gittik, ben aşı oldum" diye anlattı, "acıdı" dedi. Bu şimdilik son aşısıydı, artık uzun müddet aşısı yok. 4-6 yaş arası var. Bir ara da PPD testi yaptırmamız gerekiyor, verem aşısının tutup tutmadığını test için yapılıyormuş. Çok acil değil, bir kaç ay içinde yaptırabilirsiniz dedi doktor.

Bugün uzun zamandır yapmam gereken bir şeyi yaptım. İçi föylü bir klasör aldırdım ve içine İnci'nin bu zamana kadar olan tahlillerini yerleştirdim. Hepsini bir torbada toplamıştım, içinden çıkarıp bakmak zor oluyordu. Böyle iyi oldu çünkü bazen doktor eski tahlil sonuçlarına da bakmak isteyebiliyor. Sağlık cüzdanında zaten hastalandığında kullandığı ilaçları ve gelişimi var. Reçeteleri de saklıyorum ama onlara gerek yok sanırım.

Cuma, Eylül 07, 2007

Yuvada 5. gün


Dün beni hiç aramamış, öğlen almaya gittiğimde gayet iyi bir şekilde geldi. Boyalarla el baskısı yapmışlar sonra o kağıtları panoya asmışlar. Onlara baktık. Neler yaptığını öğretmenine sordum, toplu oyunlara etkinliklere katılıyor ama diğer zamanlar eline bir iki oyuncak alıp bir kenara çekiliyor dedi. Diğer çocuklara katılması için davet etmek, teşvik etmek gerekiyor dedim, öğretmeni de evet öyle dedi. Yemeğini çok yavaş yiyor, en son yiyor dedi. İki kaşık ben yediriyorum 3 kaşık o yiyor dedi. Genelde sen yedir diye öğretmenine bırakıyormuş kaşığı. Zamanla kendi yemeyi de öğrenecek. Öğretmeni yemekten sonra tuvalete de götürmüş. Ona sorunca hep yok diyor dedi, evde de öyle dedim. Çok sıkışmadıkça tuvaletim geldi demiyor.

Sonra eve geldik, bütün gün de evde oynadı. Öğle uykusu uyumuyor. Gel biraz dinlenelim diye saat 3 gibi yatağa gidip uzanıyorum ama o benim yanımda oyun oynuyor, uyumuyor. Akşam da teyzesi parka götürdü. Parkta kendinden 1 yaş büyük bir çocuk varmış. Onu tanıyor, arkadaş olmuşlar. İnci'nin abla abi dışında tek arkadaşı denebilir. İkiz kızlar varmış, hep beraber çok güzel oynamışlar. Kaydıraktan kaymışlar. Teyzesi ne kadar eğlendiğini, güzel oynadığını anlata anlata bitiremiyor. Bu akşam da parka gideceklermiş. Park denince hemen Fuukan (Furkan) diyor zaten.

Akşam parkta yaptıklarıyla ilgili konuşurken kızları anneleri çağırdı, onlar alışverişe gideceklermiş dedi. Teyzesi ben duymadım deyince de "sen duyamazsın ki zaten, onlar kendi aralarında konuşuyorlardı" dedi. :)

Dün gece yatarken bana yastığımı battaniyemi götürelim ben hep okulda kalayım diyordu. Ama sabah kalkıp hazırlanırken okula gitmeyeliiiim, okula gitmeyeliiim diye diye hazırlandı. Evden çıktık, yolda hala okula gitmeyeliiim diyordu. Ben de bütün çocukların okula gittiğinden, komşu abi ablalarından bahsettim. Okula girdik, ağlamadı ama öğretmeni inene kadar paçamdaydı. Öğretmeni gelince bana el salladı çıktı. Merdivenlerdeyken de "sen 5 dakka dur, sonra git" dedi. :) Ağlamadan çıktı, öğretmenine alışıyor ama okulda bizi karşılayan müdür yardımcısı ve psikoloğa yanaşmıyor.

Ben gidip aldığım ve öğretmeniyle birebir konuştuğum için yazılı günlük rapor vermiyorlar. Yoksa yazılı günlük rapor veriyorlarmış. Ayda iki kere de psikolog rapor verecek.
Posted by Picasa

Perşembe, Eylül 06, 2007

Yuvada 4. gün


Fotoğrafından anlaşılacağı gibi yine çıkmak istemedi, anneyle kalmak istedi. Hayır kızım kabul etmiyorum, biz seninle ne konuştuk dedim ve ağlaya ağlaya öğretmenine teslim ettim. Anneciim diye ağlayarak merdivenleri çıkarken hadi bana el salla diye bir de fotoğrafını çektim. Çıktıktan sonra ağlamadı sustu, bir yarım saat oturdum kameradan izledim ingilizce öğretmenleriyle güzel güzel ders yapıyorlardı. Sonra öğretmenini arayıp sorduk annesi gitsin mi diye, tamam dedi. Zaten yarım gün ve aynı sitedeyiz, aradıklarında onlar telefonu kapatana kadar orada olurum :)

Önümüzdeki günler neler olacak göreceğiz. Yuvanın ücretini de ödedim bugün, bir ay dolmadan bırakmasa bari :)))