Geçenlerde telefonu nereye koyduğumu unuttum, arıyordum. İnci'ye "Kızım telefonu bulamıyorum nerede acaba?" dedim. Beni aldı depoya götürdü. Kapısı kapalıydı, açtım baktım gerçekten de telefon çamaşır makinasının üzerindeydi. Bir müddet önce çamaşırları çamaşır makinasına atarken telefonla da konuşmuştum. Makinanın üzerine koymuşum. İnci'de makinaya çamaşr atarken yanımdaydı, bana yardım ediyordu. O kadar dikkatli ki, hiçbir şey gözünden kaçmıyor.
Geçen akşam da Pattex yapıştırıcıyı arıyordum, küçük bir tüp. Saatimin kayışını, İnci'nin piyanosunun filini ve yazı tahtasının altını yapıştıracaktım. Kitaplığa bakındım göremedim, nerede acaba nereye koyduk diye sesli hem düşünüp hem de onunla konuşuyordum. Bana kitaplıkta olduğunu orada orada diye söyledi. Yok dedim, ısrar etti. Bir daha baktım, gerçekten de görememişim önüne bir şey gelmiş, oradaymış. İnci, sehpaya çıkıp kitaplığı çok karıştırdığı için bilmediği yok. :)
Artık bulamadıklarımı hep İnci'ye soruyorum, o herşeyin nerede olduğunu çok iyi biliyor. ;)
3 yorum:
Aynı şeyi benim ufak oğlum da yapıyor, fotokopi gibiler, ne görseler kayda alıyorlar.. dikkat etmek lazım, görmemeleri gereken şeyleri de görebilirler..
Ne güzel yaa, çok hoşuma gitti. Daha dün bebekken şimdi sana akıl verecek yaşa geldi. Biz de benzer şeyleri yaşıyoruz, çok keyifli.
Haklısın Ebru, herşeyi görüyorlar, biliyorlar...
Banu'cuğum, bırak akıl vermeyi emir veriyorlar. :)
Yorum Gönder