Salı gününden beri dışarıya çıkmamıştık. Apartman içini kasdetmiyorum. ;) Hava da oldukça soğuk olmasına rağmen bunaldım, bizi bir yerlere götür diye tutturdum babasına. O da bizi dün yani pazar günü dışarıya çıkardı. Nereye gideceğimize aslında yola çıkınca karar verdik. Bostancı sahiline indik. Maltepe civarında arabadan inip biraz gezdik, İnci orada kaydırağa bindi sonra yine yola koyulduk, çok rüzgar vardı. Yine hasta olacak diye ödüm kopuyor. Sonra sahilden Tuzla'ya kadar devam ettik. Yemek yeyip döndük, aslında orada havuz kenarındaki kafenin kahveleri güzel oluyor ama içerde yer yoktu, ben de donuyorum oturamam dışarıda deyince dönüp Acıbadem'de kahve içtik. İnci'nin kahveye deli olduğunu yazmıştım daha önce. Bazen beni bırakıp baba kız gidip orada kahve içiyorlarmış. Ona minik bir bardak alıyor babası, içine biraz kahve koyuyor, değmeyin bizim kızın keyfine... :)
Bu çocuklar zararlı ne varsa seviyor zaten. Kahve, şeker, çikolata, çay... Çay vermiyorum gerçi, meyve suyu ve süt ile geçiştiriyorum. Bazen akşamları babasının bardağının dibinde kalan son yudumu içiyor o kadar. Ama kahve olunca mümkün değil uzak tutamazsınız. Tuzla'dan Acıbadem'e gelen kadar sürekli hadi bitti, in in, kave deyip durdu. Kırmızı ışıklarda duruyoruz ya bir an önce inelim istiyor. Neyse ki muradına kavuştu.
Akşam da evde kudurup durdu, koltuğun minderlerini yere indiriyor, tepelerinde zıplıyor. Koltuk tepesinde zıplıyor. Yerde kendine yer yapıp beni de yanına çağırıyor. Tepemizde geziyor. Bir ara televizyondaki şarkıyla oynadı. O kadar tatlı ve komik ki gülmekten kırılıyoruz, evimizin eğlencesi. Yine tüm kitapları kitaplıktan indirdi, her tarafa dağıttı, bazılarını okuttu. Bazısını da almış eline yazıları okuyor. Ama nasıl "agadabeda nenugahedakugabude nenamu............" anlamsız hecelerle ve hızlı hızlı... Biz de gülmekten kırılıyoruz yine, anlat deyince resme göre anlatıyor, ama oku deyince böyle... :))
4 yorum:
okuma olayı bizde de aynı sabah haberlerindeki gazete okumaya gelince hemen eline gazete alıp şubidi şuşu diye okuyor büyük bir ciddiyetle.çocuklar hep zararlı şeyleri sever önemli olan onlarla tanıştırmamak, ama ne mümkün ben ne kadar sakınsamda kahveninde, çayında, kolanında tadını biliyor ve istiyor tek kurtuluş evde bulundurmamak (kocaya da söz geçirebilmek tabiki)
Aynı okuma tarzı oğlumda da var! Bu modeller böyle okuyor galiba:)
Figen, asitli içecekleri acı diye içmiyor, ben de eve pek sokmuyorum ama malesef babasını çaydan ve kahveden vazgeçiremem. Bir de şekeri babası da çok seviyor, ben sevmem yemem ama... Ne gelir elden :)
Olabilir annelog, :) Daha neler yapacaklar bakalım...
Yorum Gönder