Çarşamba, Ağustos 30, 2006

Elektrik Süpürgesi ve İnci




Bugün erkenden kalktık her zamanki gibi :) Kahvaltıdan sonra kızımla ev işlerine koyulduk. Ben ortalığı toparladıktan sonra hadi kızım şimdi de evi süpürelim dedim ve derdemez İnci odasına gitti, yatağına yattı ve çok korktuğu hiç sevemediği süpürme faslının bitmesini bekledi. Başka yere takmak için elektrik süpürgesinin fişini çıkartınca geldi bitti mi diye, daha bitmedi kızım dedim, geri gitti. Bittiği zaman da süpürgeyi toplayıp yerine götürdüm, o da beni bekliyordu. Bitti kızım dedim, o da bitti diye beni tekrarlayarak rahatladı :)

Eğer süpürgeyi öğle vakti çalıştırırsam gidip yerine yatıyor ve beklerken uyuyor ama uykusu olmadığı bir zamana denk gelirse bu sabahki gibi bitene kadar yatağında yatarak beni bekliyor... Bir iki kere beni çok zorladığında uyutmak için de kullanmadım değil hani :) Biliyorum çok bencilce ama fırsatı bulmuşken değerlendirdim...

 Posted by Picasa

Yanaklar, kulaklar, gözler... :)


Cumartesi, Ağustos 26, 2006

Son moda



İnci'nin son moda oyunlarını yazacaktım, sonra moda deyince kafasındaki tokalar aklıma geldi. Bu ara tokalandık, onun karmankarışık saçlarını ancak bu şekilde biraz düzeltebiliyorum. Gerçi eskiden çocukların kafasına bu şekilde toka takanları görünce için için dalga geçerdim çok komik gelirdi. Aynısını kendim yapmak zorunda kaldım.

Gelelim oyunlara daha doğrusu oyuna. İnci'nin uzun zamandır en sevdiği suyla oynamak. Nerde su bulursa hemen bir yerlere döküyor ve onunla oynuyor. İçsin diye verdiğim suluğunu hemen oyuncak kovaların içine boşaltıyor veya yerlere serptiriyor, üzerine serptiriyor. Su bardağı verirsem içtikten sonra kalana elini daldırıp suyu bacaklarına, kollarına sürüyor. Sürünüyor sürünüyor suyu, bitince de bitti deyip heh heh heh diye benden su istiyor. Sanki içecekmiş gibi..

İnci'nin su istemesi de çok komik daha önce hiç yazmamıştım sanırım. Su için herhangi bir hece kullanmıyor ağzını açıp nefesle heh heh heh diye istiyor.

Konuşmak için hiçbir gayret sarfetmiyor.

Nereye gittik, nereye gitti gibi soruların cevabı: gaga
Bir şey istediğinde bana seslenmesi: bada veya son dönemde bazen aba..
Bu ne diye sorduğumuz yiyecekler falan: gupila
Babasının eşyaları: baba
Bezi ve ıslak mendili: çişşşş Posted by Picasa

Cumartesi, Ağustos 19, 2006

Dans...



Dans etmeyi ve müziği çok seviyor benim kızım. Bu fotoğrafda tatilde animasyonda dans eden çocukların ortasında dikiliyordu. Çocuklar onun üzerine doğru açılıp kapanıp bağırarak gelince çok korktu :) Onun haricinde nerde yabancı müzik bizimki komik şekilde yaylanıyor.

Cuma, Ağustos 18, 2006

Hammm...

İnci hakkında yazacak o kadar şey var ki onun günlüğünü ihmal ettiğim için kendime çok kızıyorum.

İyi çok şükür kazayı ucuz atlattık keyfimize bakıyoruz şimdi, yanımda mama sandalyesinde oturmuş simit yiyor bir yandan da bebeğine yediriyor hammm hammm diye... :) Ne zaman Kızılay'a gitsek ona simit alıyorum, bazen biraz kemiriyor bazen de yiyor.

Sabah da kahvaltıda kesip önüne koyduğum yumurtaları vuuu vuuu diye havada uçurup ağzına atıyordu. Babasının heveslenip bir parça yedirmesiyle olay bitti, tüm parçaları o uçurup İnci'nin ağzına vermek zorunda kaldı :))



Küçük hanım istediğini yaptırma olayını çözdü, şu anda istediğini yapmam için bana numaradan ağlamalar yapıyor. Bunu bu ara çok sık yapmaya başladı. Bundan nasıl vazgeçireceksem bir an önce öğrenmeliyim. Olayı iyice abartıp katılma durumuna getiriyor bazen... Ciddi diretiyorum istediğini yapmamak için ama o da diretiyor, sonunda dayanamıyorum...

Sandalyeden kucağıma terfi etti... Ayy ayyy diye bebeğini seviyor, bu yeni sevme modası...
Sokakta gezerken beni sevme krizi tutuyor ve ayy ayyy diye sarılıp seviyor, öpüyor. Geçen gün kadının biri ne oluyor öyle ayy ayy diye döndü baktı bizimki beni seviyor, güldü. Gerçekten de çok komik oluyor...

Kucağımdan inip oyuncaklarıyla oynamıyor eskisi gibi, eğer indirirsem gene o ağlama krizi, katıla katıla... En iyisi beraber kalkmak, bu günlük bu kadar...

Perşembe, Ağustos 17, 2006

Kaza :(

Bugün kendimi çok kötü hissediyorum, bütün gücüm çekilmiş gibi... İnci ilk büyük kazasını geçirdi... Allah daha kötüsünden korusun...

Dün akşam saat dokuz civarı hep beraber balkonda oturuyorduk, İnci'de ayakta sütünü içiyordu. Birden takıldı geriye doğru dengesini kaybetti ve sırt üstü düştü. Kafasını da balkonda yerde sivri beton köşeye çarptı. Eşim uyukladığı için düşüşünü görmedi hemen aldım içeri girdim, gel sende çok kötü vurdu dedim, o anda da ışığı açıp ensesinden akan kanları gördüm, ensesi kanıyor dememle eşim de panik oldu. Bu arada canım yavrum da korkmuş ve canı acımış şekilde ağlıyordu. Kanamayı durduralım derken, kanın enseden değil daha yukarıdan geldiğini tam kafasının arkasından geldiğini gördük... Bu arada tişortu ve atletinin arkası bayağı kanlanmıştı.

Evde olup olmadığını bile düşünemediğim için karşı komşumdan Batticon aldım. Gazlı bez de verdi ve hemen kanayan yere bastırdık. Tampon yapıp kanı durudurmaya çalıştık. Bir yandan da hazırlanıp çıktık. Onu acile götürdük. Parka gidiyoruz diye sessiz sakin geldi...

Doktor baktı dikişlik değil, iki delik şeklinde yara var dedi. Bizimki bu arada yaygara koparıyordu... Ama ne şiddette vurduğunu bilemeyiz, 24 saat gözlem altında tutun dedi. Aşırı uyku durumu ve bulantı kusma durumunda getirin dedi. Gece 2 saatte bir kontrol edin dedi...

10 gibi derin bir uykuya daldı canım yavrum. Sık sık kontrol ettim,dürtükledim ve bu geceki uykusu derin olunca da iyice panikledim. Aslında tepki veriyordu ama çoğu gece vızıldayıp burnumdan getiren İnci bu gece inadına çok sakin uyudu. sabah 6 dan sonra yatamadım artık, geldim İnternet başına beyin travması belirtileri araştırırken 7 de kendiliğinden her zamanki gibi uyandı da içim biraz olsun rahat etti...

Tekrar doktora götürmeyi düşünürken cerrah olan eşimin kuzenini aramak aklıma geldi. Aradım sordum eğer uyku hali yoksa, neşesi yerindeyse, kusma da yoksa götürmene gerek yok dedi. Çok şükür hiçbiri yok. Sabahtan öğlen saat 1,5 a kadar uyumadı sonra sızdı. Az önce babasının telefon sesine kalkıp geldi, geri götürdüm tekrar uyudu. Normal uykusu bu zaten.

Ama ne kadar kötü hissettiğimi cümlelerle anlatamam, anne olanlar anlıyordur, bugün böyle kolum kanadım kırık...

Allah evlatlarımızı kazalardan belalardan korusun...

Perşembe, Ağustos 10, 2006

18 ay

Eveet İnci bugün tam 18 aylık oldu. rutin kontrollerimiz için doktorumuza gittik, muayenesini ve aşısını ciyaklamalar eşliğinde oldu. Bacağını gösterip acıdı acıdı diyerek geziyor... :)

Bugün itibariyle boyu 83 cm, kilosu 10,5 kg geliyor. Kilosu biraz düşük olsa da boyu ortalamanın üzerindeymiş, bari boyu bana benzese :)

18 tane dişi var, kaldı 2 tane üstteki azılar, doktor dişlerini beğendi, gayet sağlıklı buldu. Eee biz artık diş fırçalamaya başladık :)

Cumartesi, Ağustos 05, 2006

Pandomim


İnci hanımla hayatımız pandomim...
Halen konuşmuyor ve herseyi haraketler ile anlatıyor... 5 gün sonra 18 aylık olacak ama kızım hala anne demiyor ;(
Bir şeyleri haraketlerle anlatırken de kendince sesler çıkarıyor ve çok komik hareketler yapıp bizi güldürüyor hayatımızın eğlencesi...

- İnci acıktın mı?
Eller karna pıt pıt vurulur... Bu göbüş acıktı demek...

Uykusu mu geldi...
Beni tutup çekeler ve yatağına götürür...

- Ka... ka...
kalk demek beni kaldırmak için çekeliyor...

- golye
Daha şimdiden kolye merakı geldi küçük hanıma bütün gün golye golye elinde boncuklardan bileklik geziyor.

- gova
uzun zamandır kova diyor içi su dolu kovayla oynamak en büyük zevki...

- dede
nihayet dede demeyi öğrendi...

- hoppa, hoppidi
:)